← Arşive dön

1 Mayıs: Başlangıcı, Tarihi, Önemi

2020-05-01 16:49:10

Dünyanın birçok ülkesinde kabul edilen 1 Mayıs “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanmaktadır. Birlik, dayanışma, ve çalışanlar tarafından dile getirilen hak taleplerini ifade eden 1 Mayıs emekçilerin en büyük bayramı olarak haksızlıklara karşı verilen mücadelenin sembolüdür.

1 Mayıs’ın Tarihi ve Önemi Nedir?

1 Mayıs’ın geçmişi sanayileşmenin de başladığı 19.yüzyılın sonlarına uzanmaktadır. 1856 yılında Avustralya’nın Melbourne kentinde yaşayan taş ve inşaat işçilerinin günde 8 saatlik çalışma hakkı için Melbourne Üniversitesi’nden Parlamento Binası’na kadar düzenledikleri yürüyüş ilk 1 Mayıs etkinliği olarak tarihe geçmiştir. Bu eylem büyük ilgi çeker ve sonrasında da her 1 Mayıs’ta tekrarlanmaya başlar. Böylece benzer 1 Mayıs etkinlikleri Amerika’da da görülmeye başlanır.

Tarihler 1 Mayıs 1886’yı gösterdiğinde ise Chicago’da işçiler günde 12 saat ve haftada 6 günlük çalışma takvimlerine karşı günlük 8 saat çalışma talebi ile Amerika İşçi Sendikası Konfederasyonu önderliğinde iş bıraktılar. Yarım milyon işçinin katılımıyla gerçekleşen iş bırakma eylemi polisle girilen şiddetli çatışmalarla sonuçlandı. Bu kez  Louisville (Kentucky)’de 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi beraber yürüyüş düzenlediler. O zamanlar  Louisville’ de parklar siyahlara kapalıydı. Gösteri sonrası işçilerin hep beraber Ulusal Park’a girmesi ve birliktelikleri ise ön yargının yıkılmasıyla yorumlandı. Sonrasında uygulanan baskılarla 1 Mayıs gösterilerinin tekrarlanması engellendi.

14-21 Temmuz 1889 yılında Paris’te toplanan İkinci Enternasyonel (Uluslararası İşçiler Kongresi)’ de bir Fransız işçinin, 1 Mayıs’ın tüm dünyada “işçilerin mücadele, birlik ve dayanışma günü” olarak kutlanması önerisi kabul edildi ve böylece 1 Mayıs din,  dil, ırk farkı gözetmeksizin tüm emekçilerin günü oldu.

İşçiler çalışma sürelerinin kısaltılması, iş yeri güvenliği, tolu sözleşme, hafta sonu tatili, işçi sağlığı ve sosyal sigorta, sendika ve grev hakkı gibi talepler için çok daha uzun süre mücadele etmek zorunda kaldılar. Zamanla günde 8 saatlik çalışma süresi birçok ülkede resmen kabul edildi ve diğer hakların da sosyal devletin işçi hakkını gözeten yapısı itibariyle kazanıldığı görüldü. Böylece 1 Mayıs işçilerin haklarını elde edebildikleri gün olarak bayram coşkusuyla kutlanmaya başlandı.