← Arşive dön

2. Dünya Savaşı'nda Savaşmış Türk Lejyonlar

2020-04-25 04:47:22

Milyonlarca kişinin ölümüyle sonuçlanın ve tarihin en kanlı savaşı olan II. Dünya Savaşı (1939-1945) Türkiye’ nin asla dahil olmak istemediği bir savaş olmuştu. I. Dünya Savaşı’ nın ağır darbesi ve yeni kurulmuş bir Cumhuriyet için yeni bir savaşa katılmak asla söz konusu olamazdı. O halde başlıkta da ifade ettiğim üzere savaşın bir parçası olan Türk Lejyonlar kimlerdi?

British National Army Museum

Türk Lejyonlar Nazi Almanyası’na karşı savaşan Sovyetler Birliği içerisindeki Kazaklar, Kırım Tatarları, Sibirya Türkleri, Özbekler, Türkmenler, Azerbaycan Türkleri, Kırgızlar ve Ahıska Türkleri gibi Türk unsurlardı.

masivaturk.com

Çarlık Rusyasında ya da Sovyet döneminde fark etmeksizin Müslüman olanların ve Türk halkların askere alımı mümkün değildi. Fakat II. Dünya Savaşı ile birlikte 18-65 yaş arasında olanlar Kızılordu’ nun askeri olarak savaşın birer parçası haline getirildiler. Sovyetler Birliği ve Almanya arasındaki savaşın ilk yıllarında milyonlarca Türk kökenli asker bulunmaktaydı. Hatta bazı kaynaklar 6-7 milyon olduklarını dahi iddia etmekte.

Barbarossa Harekâtı

22 Haziran 1941 yılında Hitler tarafından başlatılan bu harekat ile Sovyetlerin işgaline de başlanmış oldu. Hitler harekatın ardından şu sözleri kullanmıştı: “Biz sadece kapıyı tekmeleyeceğiz ve tüm çürük bina yıkılacak”. Almanlar kısa süre içerisinde Sovyet sınırlarını geçmesiyle Sovyetler tarafından ilan edilen seferberlik Türk kökenli askerlerin orduya alımını hızlandırdı.Önceleri cephelerde silahlandırılan tüm askerler kendi milletlerinden olan subayların emrindeydiler. Sonrasına ise bu uygulamadan vazgeçilerek karışık birlikler kuruldu. Ordu içerisinde bir nevi “ikinci sınıf” olarak görülen Türk kökenli askerler çok da hoş karşılanmıyorlardı. Askerlerin Stalin terörüyle ile ilgili acı hatıraları hala taze olmakla birlikte cephede kendi vatanları için de savaşmıyorlardı. Çünkü zaten bir ülkeleri de yoktu. Çoğunluğu Rusça da bilmiyor, verilen emirleri anlamakta güçlük çekiyorlardı. Bu sebeple aynı ordu için savaşmalarına rağmen bir Rus asker ile Türk ya da Müslüman asker arasında rütbe farkı olmaksızın bariz bir hiyerarşi görmek mümkündü.Çok fazla eğitim de görmeden, az teçhizatla hızlıca Almanlarla savaşmak üzere cepheye yollandılar. 1942 yılında Kuzey Batı Kafkasya, Kırım, Beyaz Rusya ve Ukrayna gibi bölgeler Almanların kontrolüne geçmişti. Alman ordusunun yüksek silah gücü karşısında Rusların önünde savaşan Türk kökenli asker büyük kayıplar verdiler, hayatta kalanlar da Almanlara teslim oldu.

jöntürk.net

Kızılordu’ da tank yüzbaşısı olarak görev yapan Prof. Dr. Baymirza Hayit Almanlara esir düştükten sonra kurşuna dizilmekten son anda kurtulan Özbek kökenli bir askerdi. SonrasındaMillî Türkistan Birlik Komitesi Askerî Bölüm Başkanı olarak görev yaptı. KendisiAlmanlara esir düşen 5 milyon kadar askerden 1 milyon 700 binininKazak, Kırgız, Türkmen, Özbek, Azerileri gibi Türk unsurlardanoluştuğunu belirtmektedir. Kamplarda esir tutulanların çoğu çetin kış şartları, kötü kamp koşulları ve hastalıktan, bir kısmı da vurularak öldürüldü. Esir düşen Türk kökenli Müslüman askerlere ise yardım edebilen hiç kimse olmadı.

Daha detaylı bilgiler için “Gamalı Haç ve Kızıl Yıldız Arasında” isimli 8 bölümlük belgeseli izleyebilirsiniz.

Baymirza Hayit,Sovyetler Birliği’ndeki Türklüğün ve İslam’ın Bazı Meseleleri,İstanbul 1987

https://www.youtube.com/playlist?list=PL7GHfhdzDid-02XCeCXYBUHonbNrwi2Sq