Dün, 60 milyon kişinin hayatını kaybettiği ve tüm insanlık için büyük bir yıkımla sonuçlanan İkinci Dünya Savaşı adına çok önemli bir günü daha takvim yapraklarına kaydettik.
2 Mayıs’ta İkinci Dünya Savaşı askeri açıdan bitmiş, Kızıl Ordu’nun askerleri Reichtag’a kızıl bayrak çekmişlerdi. 1945 yılında, 8 Mayıs’ın 9 Mayıs’a bağlandığı o gece ise Nazi Almanya’sı Sovyet Rusya ile imzaladığı anlaşmaya göre faşizm fikrinin kesin olarak yenildiğini resmen kabul etmiş oldu. Berlin’de bulunan Karlhorst Askeri Eğitim Merkezi’nde imzalanan bu anlaşmanın üzerinden dile kolay tam 75 yıl geçti.
Hitler faşizminin yenilgiye uğratıldığı bu önemli gün için Berlin’de yapılması planlanan kutlamalar ise korona kısıtlamalarına uyularak gerçekleştirildi. 8 Mayıs’ın tüm Almanya’yı kapsayacak resmi tatil ilan edilmesi fikri de gündeme geldi. Fakat ırkçılık bugün de tehlikeli bir biçimde varlığını sürdürüyor.
Neuer Wache/ Savaş ve Şiddet Kurbanları Merkez Anıtı
Dünya’ nın birçok ülkesinde faşist partilerin önceki yıllara göre aldıkları oylardaki yükseliş ise bu tehlikenin somut bir göstergesi. Almaya’da da AfD gibi ırkçı parti ve destekçileri 8 Mayıs'ın kutlanacak bir gün olmadığını hatta Almanya için bir yenilgi olduğunu ifade ediyorlar. Ve bizler maalesef ki 75 yıl sonra bile ırkçı-faşist saldırıları konuşmak zorunda kalıyoruz. Fakat Almanya’ nın böyle bir devlet politikasının tamamen karşısında olduğunu ve kendi tarihlerinden de çok önemli dersler çıkardıklarını söylememiz gerekir. Bu noktada Berlin’deki “Savaş ve Şiddet Kurbanları Merkez Anıtı’nda” (Neue Wache) yapılan anmalarda Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’ in sözleri ise oldukça önemliydi. Steinmeier konuşmasında şu ifadeleri kullandı;
"Kurtuluş‘ hiçbir zaman sonlu değildir ve o sadece edilgen bir şekilde yaşadığımız bir süreç değil, bizi her gün yeniden harekete geçirendir. O zaman kurtarıldık. Bugün kendi kendimizi kurtarmak zorundayız! Yeni bir milliyetçiliğin vaatlerinden. Otoriterlik hayranlığından. Ulusların birbirlerine karşı duydukları güvensizlikten, kendi içlerine kapanmalarından ve aralarındaki düşmanlıktan. Kin ve kışkırtmadan, yabancı düşmanlığından ve demokrasinin kınanmasından – çünkü bunlar eski kötü ruhların yeni kılıfa bürünmüş halinden başka bir şey değildir. Bu 8 Mayıs’ta Hanau, Halle ve Kassel kurbanlarını da anıyoruz. Bu Korona’dan ötürü unutulmadılar!"