← Arşive dön

Ayastefanos Rus Abidesi

2020-04-28 14:24:08

Kent yaşamı; kültür, tarih ve medeniyetleri aynı yerde buluşturan ve bıraktıkları mirasla belleklerin bir nebze olsun taze kalmasını sağlayan birer aracıdır aslında. Hayatımızı sürdürdüğümüz kentler insana dair birçok anıyı içerisinde barındıran büyüklü-küçüklü izler de taşır. Bizler ise yaşadığımız kentlerin misafirleri olarak bu izlerin kimi zaman ibadet yerleri ya da saraylar, kimi zaman da anıtlar gibi simgesel yapılar olduğunu deneyimleriz. Ben de bu sebeple sizlere kent, kültür ve tarih belleğini oluşturmada önemli bir örnek olduğunu düşündüğüm ve bir zamanlar var olan Ayastefanos Rus Abidesi’nden bahsetmek istiyorum.

Fotoğraf: Sn.Turgay TUNA Arşivi

Tarihi kaynaklarda “Ayastefanos Rus Abidesi” olarak geçen ve Rus askerlerinin anısı için inşa ettirilen bu anıt 93 Harbi olarak da bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan kalan önemli bir hatıradır. Aslında daha doğru bir şekilde ifade etmek gerekirse hatıraydı. Fakat yaptığım araştırmalardan edindiğim bilgilere, öncesinde gerçekleşen savaş ve bir o kadar da anıtın ortadan kaldırılma süreci abidenin tarihimizde önemli bir yer edinmesini sağlamış.

Fotoğraf: Sn.Turgay TUNA Arşivi

II. Abdülhamit ve II. Alexander döneminde yapılan Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi), Osmanlı Devleti’ nin hem doğuda Kafkas Cephesi hem de batıda Tuna(Balkan) Cephesi’nde savaşarak ağır bir yenilgi almasıyla sonuçlanmıştır. Batıdaki Osmanlı savunması kırılmış, Rus orduları herhangi bir dirençle karşılaşmadan istanbul’ da Ayastefanos, yani bugünkü Yeşilköy’ e kadar gelmişlerdir. Osmanlı Devleti bu büyük tehdit sonucunda ise tarihe “Ayastefanos Antlaşması” olarak geçen bu antlaşmayı imzalamak zorunda kalmıştır.

Ayastefanos Rus Abidesi, Osmanlı-Rus Savaşı’nda ölen Rus askerin anısı için yaptırılmış önemli bir mimari yapıdır. O zamanlar hayvancılık ve bağcılık yapılması ile meşhur bir Rum köyü olan Galitari (eski Kalkıratya köyü’ nün yanı) yani şu anki Şenlikköy Mahallesi’nde yapıldığı bilinen bu anıt günümüzde ise varlığını korumamaktadır. Romanesk-Bizans karışımı ve Neo-Slav karakterde olan bu anıtın yeri Manastır Caddesi olarak geçmekteydi, bugün ise caddenin ismi Cumhuriyet Caddesi olarak değişmiştir.

Fotoğraf: Sn.Turgay TUNA Arşivi

Osmanlı-Rus Savaşı’nda yaklaşık 5.000 Rus askeri hayatını kaybetmiştir. Ölen askerler çok dağınık şekilde ve çeşitli mezarlıklarda gömülmüşlerdir. Mezarların bu dağınıklık ve çeşitlilik arzeden yapısı ise bakım ve gözetimi oldukça zorlaştırmıştır. Bu durum Rus hükümetini harekete geçirmiş ve bir şapel eşliğinde mezarların birleştirilmesi istenmiştir. Bir süre sonra antlaşmanın yapıldığı ve Rus ordusunun savaş sırasında konakladığı ve aslında Rus ordularının İstanbul’ a gelişlerinde vardıkları son nokta olan Ayastefanos'ta istenen arsa bulunur Anıt Osmanlı Devleti tarafından Ruslara bir savaş tazminatı olarak inşa edilir. Anıtın yapımına 1895 yılında başlanır. Başta Rus askerlerinin anısı için yapılması planlanan anıt maksadını aşarak Rus hükümetinin istekleri doğrultusunda bir Rus zaferi simgesine dönüşür. Anıt Rus mimar Bozarov tarafından tasarlanmış ve inşası gerçekleştirilmiştir.

Peki anıt şimdi neden yok?

Anıt Rus zaferinin bir simgesi haline geldiğinde aynı zamanda Osmanlı’ nın büyük hezimeti olarak oldukça rahatsız edici olduğu düşünülen ihtişamıyla varlığını korumuştu. “Hınzır Abide” ya da “Utanç Abidesi” olarak da bilinen bu yapı I. Dünya Savaşı ile birlikte Rusya ile de savaşa girilmesinin ardından 14 Kasım 1914 tarihinde yıkılmıştır.

İttihat ve Terakki Cemiyeti’ nin önemli önderleri arasında bulunan Enver Paşa bu anıtın bir utanç kaynağı olduğunu düşünüyordu. Bu sebeple bir birlik ile öncelikle anıtın çanını indirtmiş ve içerisindeki eşyaları da polis müdürlüğüne teslim etmiştir. İkona ve bunun gibi dini semboller taşıyan eşyalar Rus rahiplere teslim edilmiştir. İstanbul Emniyet Müdürü yıkım hazırlıkları esnasında gelerek müdahale etmiş, ancak Enver Paşayı ikna edememiştir. Yıkım, 27. Süvari Alayı tarafından çan kulesinin dinamitlenmesiyle gerçekleştirilmiş ve anıtın yıkıntıları 3 ay gibi bir sürede kaldırılmıştır.

Ordu adına Sadi Bey, Tanin gazetesi adına Ali Enis Bey, Photographie Resna adına Rahmizade Bahaeddin ve Tasvir-i Efkar gazetesi adına ismi bilinmeyen bir fotoğrafçı abidenin yıkımını fotoğraflarla belgelemişlerdir(2). Bir takım kaynaklara göre de bu olay "Ayastefanos'daki Rus Abidesinin Yıkılışı" adıyla Fuat Uzkınay aisimli bir yedek subay tarafından  filme alınmıştır. İlk Türk filmi olarak bilinen bu çekim ise varlığını koruyamamıştır ve halen kayıptır.

Foto: Sn.Turgay TUNA arşivi

Koçu, Reşad Ekrem (1960),  Ayastefanos Rus Âbidesi , İstanbul: İstanbul Ansiklopedisi

  1. Marqulies, Roni (Ocak 1994)."Ayastefanos [Yeşilköy]'taki Rus Kilise Abidesi'nin Yıkılışı". Toplumsal Tarih, 1, s. 41.

Katkılarından Dolayı Sn. Eren Küçük' e Çok Teşekkür Ederim.