Bugün Francine Jay’in “Azla Mutlu Olmak” kitabından bahsedeceğiz. Kitap minimalizm felsefesini anlamak ve uygulamak için çok güzel bir örnek. Okumanızı tavsiye ederim. Şimdi konuya gelelim:
Minimalizm nedir?
Daha az eşyaya sahip olmanın sizi daha mutlu kılacağını söyleseydim ne düşünürdünüz? Kulağa biraz çılgınca geliyor, değil mi? Çünkü her gün, yüzümüzü çevirdiğimiz her yerde tam tersini söyleyen binlerce mesajla karşılaşıyoruz: Bunu satın al ve daha güzel ol, şuna sahip ol ve daha başarılı ol, bunu elde et ve mutluluğun sınır tanımasın... Pekâlâ, bunu, şunu ve diğer şeyi satın aldık. Havalara uçuyor olmamız gerekir, değil mi? Çoğumuz için yanıt “hayır". Gerçekte çoğunlukla tam tersi doğrudur: Bu nesnelerin çoğu -ve boş vaatleri- yavaş yavaş cebimizdeki parayı, ilişkilerimizin büyüsünü ve hayatımızdaki mutluluğu emer. Satın aldığınız, miras kalan ve size verilen tüm bu şeylere hiç baktığınız ve çok mutlu olmak yerine kendinizi ezilmiş hissettiğiniz oluyor mu? Kredi kartı borcuyla mücadele ediyor ve hâlâ ödemeye devam ettiğiniz şeylerin neler olduğunu hatırlamakta zorlanıyor musunuz? Eğer öyleyse, minimalist bir yaşam tarzı pekâlâ kurtuluşunuz olabilir. Nedir bu minimalizm? Hepimiz daha fazla şey istiyoruz. Dolaplarımızda yer, ailelerimizle oynayabileceğiniz, yaratabileceğiniz ve eğlenebileceğiniz yer. Minimalizm alandır. Bu ,hayatlarınızda uğraşmanız gereken eşya miktarını azaltmakla ilgili. Bunun için STREAMLINE yöntemini öğreneceğiz. Her bir çekmece, dolap ve oda için taze bir başlangıç yapacak ve sahip olduğumuz her şeyin evlerimize olumlu bir şekilde yapmayı sağlayacağız. Her bir nesne kendi konumu bilecek ve işleri kontrol altında tutmak için sınırlar koyacağız. Hedefimiz, gençleştiren, kalabalıktan uzak bir alan meydana getirmek.
Minimalizm için Temizlik süreci
STREAMLINE yöntemi şu alt başlıklardan oluşur :
Sil Baştan
Saptanan bölümdeki her şeyi dışarı çıkarmaktır. Bu eğer bir çekmeceyse, tersyüz edin dökün. Eğer bir dolapsa, onu çıplak askılar, çubuklar ve raflar kalana kadar anahtarı ve içindekileri yere soyun.
Çöp, Hazine ya da Transfer
Artık eşyalarımızı dışarı attığımıza göre, eşyalarımızı kategoriye ayıracağız:Çöp, Hazine ve Transfer. Birincisi için büyük, sağlam bir çöp torbası alın (eğer tek bir çekmece üstünde çalışıyorsanız, küçük bir çöp torbası da işinizi görür). Fazladan bir kutuyu da el altında bulundurun; bunlar karar verilemeyenler. Kullanmadığiniz eşyalalrınız çöp alanına, her gün kullandığınız ya da gerekli olan eşyalarınız hazine , işinize yaramayan ama başkalarının işine yarayacak malzemeleriniz transfer bölümüne gidecek.
Her eşya için gerekçe:
Hazine yığınınıza giden her şeyi tek tek durdurup sorgulayın. Evinize ait olmak için iyi bir gerekçeye sahip olduğundan emin olun: Onu sık kullanıyorsunuz, kolaylaştırıyor, güzel buluyorsunuz, yenisini bulmak zor olabilir, çok fonksiyonu var, size zaman tasarrufu sağlıyor, mirasınızın ya da ailenizin değerli bir parçası.
Her Şey Yerli Yerinde
"Her Şey İçin Bir Yer ve Her Şey Yerli Yerinde". Bu mantrayı ezberleyin, bunu sık sık tekrar edin – bu en önemli minimalist prensiplerden biridir. Sahip olduğunuz her şey saptanmış bir yere sahip olduğunda (ideal olarak bir çekmecede, dolapta ya da kapta) başıboş nesneler evinizde dolaşıp yığınlar halinde toplanmaz.
Tüm Yüzeyler Boş
Yatay yüzeyler eşya kalabalığı için mıknatıs gibidir.Bu yüzden yatay yüzeyleri tamamen boş bırakın.
Modüller oluşturmak
Tüm benzer ya da ilişkili şeyleri bir arada tutun: DVD’ler, uzatma kabloları, ataçlar, ilkyardım, fotoğraflar, baharatlar vb. Hepsinin bir yeri olsun.
Sınırlar
Minimalist yaşam, eşyaları kontrol altında tutmak anlamına gelir . Bunun için sınırlar koyarız. Her eşyanız için bir alan ya da sayı belirleyin.
Biri Gelirse Biri Gider
Gayet açık. Yeni bir şey aldığınızda o kategoriden elinizde bulunan eşya gider.
Azaltmak
Sadece ihtiyaçlarımıza yetecek kadar olana sahip olmak daha fazlasını çöp ya da transfer alanına yollamaktır.
Günlük takip
Günlük olarak evimizi düzenli tutmaktır.
Ekolojik katkı
Minimalist olduğumuzda harika bir şey gerçekleşir: Çabalarımız dalgalar halinde yayılarak dünyada olumlu değişikliklere neden olur . Gereksiz alışverişten vazgeçtiğimiz ya da satın almak yerine bir arkadaşımızdan ödünç aldığımız her sefer, gezegene küçük bir hediye vermiş gibi oluruz. Hava biraz daha temiz, su biraz daha berrak, ormanlar biraz daha eksiksiz, çöplükler biraz daha boş olacaktır. Minimalizmi paradan, zamandan ve evlerimizde alandan tasarruf etmek için benimsemiş olabiliriz ama yaptıklarımızın çok daha büyük yararları vardır: Dünyayı çevresel hasarlardan ve insanları adaletsiz çalışma koşullarından korurlar. Bir miktar temiz dolap isterken ortaya çıkan sonuçlar fena değil, ne dersiniz?