← Arşive dön

Cem Sultan

2020-05-28 18:42:50

Bir büyük ihtişamın, umudun ve gücün bitişinden sonra gemi yelkenlerini çekmişti. Arkasını dönüp yurduna baktığında gözleri dolmuştu. Bir tahtı, bir ordusu, bir sarayı olmayacaktı. Padişahlığa yürüyen bir şehzadenin ümitsiz mücadelesini, yıkılan büyük hayallerinin enkazı altında çırpınan şair ruhunun isyanıyla haykıracaktı içindekileri kâğıda.

Bir cihan padişahının, Fatih Sultan Mehmet’in oğlu o. Engin bilgi sahibi, duygulu ve nazik bir delikanlı, hem de cengâver. Gören bir daha bakıyor, kadınlar âşık oluyor. Sarığının altından uçuşan sarı saçları, kılıcı kullanan güçlü kolları... Hele sevgi dolu mavi gözleri... Öyle kusursuz ki, görenler onu masallardaki “Beyaz Atlı Prens’e” benzetiyorlar.

Şehzade Cem, Edirne'de dünyaya geldi. Sultan Mehmet'in Çiçek Hatundan olma en küçük evladı idi. Rivayete göre Sultan Mehmed Cem’in doğuşuna pek memnun olmamıştı. İki şehzadenin yeterli olduğuna, saltanat varislerinin çokluğunun ise fitne kaynağı teşkil edeceğini ve halkın bundan zarar göreceğini söylediğini naklederler. Kemâlpaşazâde; “Cem’in doğuşundan pek memnun olmayan Fatih’in bir gün kızıp beşiğine tekme atarak yuvarladığını, bayılmış olan Cem’in bu yüzden gözlerinin hafif şaşı kaldığını söylemektedir.

Doğuşundan babasından yüz bulamayan ve hayatın sillesini daha beşikte iken yiyen Şehzâde, gitgide Fatih’in gö­züne girecek, hatta büyük şehzade Mustafa Çelebi’nin ölümünden sonra ağabeyi Bayezid’e tercih bile edilecekti.

10 yaşına kadar sarayda titizlik ile yetişen Şehzade Cem o yaşlarda Rumca ‘da öğrenmişti. 14 yaşında Kastamonu sancağına gönderildi. Candaroğullarına başkentlik yapmış olan Kastamonu'da ilmi yönden kendini çok geliştirerek Arabi ve Farsi dersler aldı. Her öğretilerini kısa bir sürede öğrenmesi ve saygısı ile halkın takdirini toplamıştı.

Sultan Mehmet'in gözde oğlu şehzade Mustafa büyük bir aşk ihtirasına yenik düşerek öldürülmüştü. Şehzade Mustafa dönemin ünlü komutanlarından ve sadrazamı Mahmut Paşa’nın genç eşi ile aşk yaşıyordu. Bunun üzerine intikam almaya karar veren Mahmut Paşa sadık adamlarından birisini, Karaman’a gönderip onu zehirletmek suretiyle öldürdü. Kendisi de Sultan Mehmet tarafından idam edildi. Şehzade Mustafa’nın ölümü, Fatih için büyük bir darbe oldu. İstanbul matem içinde idi. Fatih matem içerisinde idi. Büyük özveri ile yetişmiş kendisi ile beraber gaza meydanlarında kahramanlıklar göstermiş bir şehzadesini kaybetmişti. Bu sırada boş kalan Konya-Karaman Sancak Beyliğine şehzade Bayezid'in atanması beklenirken önemli bir bölge olan Konya'ya Şehzade Cem gönderilmişti.

Selçuklulara ve Karamanoğullarına başkentlik edip, ilim ve irfan merkezi Konya’da Cem, hayatının belki en güzel senelerini geçirmiştir. Cem Sultan uzun seneler burada kalmış halk tarafından çok sevilmeye mazhar olarak onları da kendisine meftun etmişti. Ata binmeyi ve gürz kullanmayı çok seviyordu. Çevik ve atılgandı. Yanındaki isimler ise onun yetişmesi için çok titiz davranıyordu. Lalası Gedik Ahmet Paşa'da bunlardan birisi idi. Kendisi ileride Otranto'nun fethini de yönetecekti. Babası Fatih gibi Cemde sarayında din ve milliyet farkına bakılmaksızın yabancı alimlere yer veriyordu. Bu sıralarda Sultan Mehmet Akdeniz'in güvenliği için Rodos'un fethinin bir şart olduğunu görüyor ve sefere hazırlanırken oyalamak adına Cem'i onlarla görüşmeye memur etmişti.  Cem, Rum olan Demetrios Sophianos ile birlikte Rodos’un karşısındaki Patera mevkiine gitti ve onun vasıtasıyla şövalyelerle uzun ve oyalayıcı bir yazışma kapısı açarak Fatih’e istediği zamanı kazandırdı. Fâtih Sultan Mehmed, aynı anda hem İtalya hem de Rodos üzerine donanmalar sevk etti. Fakat Mesih Paşa'nın stratejik hataları yüzünden bu seferler başarısızlık ile sonuçlandı.

Fatih, Mesih Paşa kumandasındaki kuvvetlerle Rodos üzerine yaptırdığı seferin başarısızlığından sonra, hangi devlete karşı olduğu kestirilemeyen bir sefer hazırlığına girişti.

Bu sıralarda Şehzade Bayezid sürekli olarak Babası tarafından tenkit ediliyordu. Şehzadeliğe uygun düşmeyen davranışları afyon ve alkol kullanımı Sultan Mehmed’i kızdırıyordu. Alim ve Ulemadan büyük şikayetlerinde kendisine gelmesiyle birlikte Sultan Mehmet, Şehzade Bayezid’in yanında bulunanları uzaklaştırdı ve kendisini uyardı.

Sultan Mehmed artık yaşlanmıştı. Tam olarak neresi olduğu bilinmeyen bir sefer için ordusuyla Anadolu’ya geçiş yapmıştı. Gebze yakınlarındaki Hünkâr Çayırı'ndaki ordugâhında vefat etti.

Bundan sonra Fatih Sultan Mehmet döneminde yaşanan savaşlardan, ekonomik buhranlardan bunalan devlet adamları ve devşirme Paşalar, Şehzade Bayezid tarafında yer almaya başladı. İstanbul’da bulunan Sadrazam Mehmet Paşa’nın şehzadelere gönderdiği ulaklardan, Cem Sultan’a giden ulak yakalanarak öldürüldü ve Cem Sultan’ın babası Sultan Mehmet’in ölümünden haber almaması ve Bayezid’in tahta ele geçirmesi sağlandı.

Cem Sultan babasının ölümünden biraz geç haberdar olduktan sonra harekete geçerek Bursa’ya geldi. Sultan Bayezid’in emrinde Ayaz Paşa’nın yönettiği ordu ile karşı karşıya Cem Sultan bu savaştan galibiyet ile ayrıldı. Fakat güçleri zayıflamıştı. Bu durumda Bayezid’a karşı duramayacağını biliyordu. Bursa’da kendi adına hutbe okutup, para bastıran Cem Sultan kardeşi Bayezid’a ülkenin taksim edilmesi gerektiğini söylemiş, Bayezid bu teklifi yok saymıştı. Bayezid ise Cem Sultan’a para karşılığında haklarından vazgeçmesini istemiş. Cem Sultan’da böyle bir teklif kabul edemeyeceğini söyledi.

Savaştan başka çaresi olmayan iki kardeş Yenişehir Ovasında karşı karşıya geldi. Cem Sultan kendisinden sayıca fazla olan kardeşi Sultan Bayezid’a yenilerek, sancağı Konya’ya kaçtı. Burada da ordunun kendisini takip ettiğini anlayarak Memlüklere sığındı. Kayıtbay, Cem Sultan’ı misafir etti, hürmet gösterdi. Kendisine destek olacağını söyledi. Cem tekrardan Anadolu’ya döndü, eski sancağı olan Konya’dan destek aldı, fakat hiçbir sonuç elde edemedi. Balkanlara geçebilmek pahasına Rodos Şovalyelerine sığındı. Rodos Şovalyeleri kendisine Rodos’ta kalmayı, dilediği takdirde ise geri dönebileceğini ilettiler. Cem bu teklifin bir hile olduğunu anlayamadan, teklifi kabul etti.

Daha sonraları bunun büyük bir tuzak olduğunu anladı. Fakat artık geri dönme şansı yoktu. Şair ruhu büyük bir ıstırap ile şiirler yazmaya başladı.

Haçlıların elinde Osmanlı’ya karşı kullanıldı. Bayezid’in eli kolu bağlandı. Çeşitli fidyeler ödedi, fitnenin önüne geçebilmek için sefer yapamadı. Bu dönem de babasının Vakıfların elinden aldığı toprakları tekrar vakıflara aktardı. Paranın değerini yükseltti, Osmanlı’ya bir nefes aldırdı. Bayezid, Cem Sultan’ın İstanbul’da bulunan oğlu Oğuz Han’ı idam ettirdiğin de Cem çok uzaklardaydı. Haberi aldığında kaleme ve kâğıda sarıldı.

Yakamı yırtup elinden nicesi itmeyemCanumı odlara atdı derd-i Oğuz Han felekAğlamakdan ol ciğer-kú em müdâmKara kara kanlara boyandı bahristan felekBir kılını virseler virmezdim Oğuz Hanum'ınGenc-i bin miknet-i Osman felekSinem-i çâk eyle cânum hâkü gönlüm derdnakÇünki Oğuz Hân'um oldı hâk ile yeksan felekAh ü vâ-veyla diriğ ü hasret ü sad derdKim Oğuz Hân'um dahi görmeye yok imkân felekKanun içmi dür nice ehzâde-i heh rularunOl sebebden geh kara geh görinür ahmer felekİ idelden Oğuz Han'un ehid olduğınıDerd ile oldı Frangistan'da Cem felekCanımı yakdun u yıkdın ömrümünBíd-i eyvânun yıkılsın a ağa geçsün felekHasret-i Sultan Oğuz Han ben Cemi hasretleriCam-ı Cem de âte i gibi yaksun felek

Büyük bir Fatih’in, Cihan Padişahının oğlu Cem…

Bir daha yurduna geri dönemedi. Yaban ellerde vefat etti, cenazesi uzun süre alıkonuldu. Cenazesinden bile fidye istendi. Osmanlı’nın cenaze için savaş açması üzerine cenaze Osmanlılara teslim edildi. Cem gelecek kuşaklara isyancı bir Sultan, Şehzade diye an atılıverdi.

İtalyan ressam Pinturicchio tarafından yapılan ve Papa II. Pius'u, Haçlı Seferi başlatmak üzereyken tasvir eden bir fresk (Piccolomini Kütüphanesi, İtalya, 16. yüzyıl). Freskin sağ alt köşesinde Fâtih Sultan Mehmed'in oğlu Cem Sultan da bulunuyor. Resimde Papa II. Pius'un önünde diz çökmüş vaziyetteki sarıklı şahsiyet ise kimilerine göre 1475'te Osmanlılarca fethedilmiş Sisam Adası'nın devrik prensi Hassan Zaccaria, kimilerine göre ise Fatih Sultan Mehmet'e karşı Venedikliler ile ittifak yapmış Akkoyunlu Uzun Hasan'dır.