İslam öncesi ve İslamiyet sonrasında Türk Kültüründe yer alan birçok kültür yok olmaya yüz tutmuştur. Bunlardan bir tanesi de Davud Yıldız’ı veya Mührü Süleyman’dır. Hz. Davud’un yıldızı veya Kalkanı olarak nitelendirilen Yıldız daha sonra Hz. Süleyman tarafından Allah’ın onun emrine bahşedilen Rüzgâr, Cinler ve Hayvanları kontrol etmek amacıyla kullanılmıştır. Türkler 751 yılında cereyan eden Talas Savaşı sonrasında İslam’a sıcak bakıp, İslamiyet’i kitleler halinde kabul etmesiyle birlikte birçok dini motifte Türk Kültürü içerisine girmiştir. Davud Yıldızı olarak adlandırılan bu motifi sıkça Beyler ve Komutanlar sancak olarak kullanmaya başlamışlardır.
Candaroğulları Beyliği'nin Bayrağı
Anadolu Selçukluları ve İlhanlılar tarafından birçok yapıda kullanılan simge daha sonraları Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılış süreciyle birlikte ortaya çıkan beyliklerden olan Candaroğulları ve Osmanlıların ezeli rakibi olan Karamanoğulları tarafından da sancak olarak kullanılmıştır. Karadeniz sahillerinde fetihler yapan ve Osmanlıların bile tarih boyunca o dönemlerde görmediği 900 tonluk büyük bir gemi inşa eden, Karadeniz’in önemli bir gücü olan Candaroğulları bu önemli mirasa sahip çıkmamız için bir neden oluşturmuştur. Keza Osmanlıların ezeli rakibi ve 1307 yılında ''Bugünden sonra divanda, dergâhta ve bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır.'' Diyerek Türkçenin önemini vurgulayan ve Anadolu’yu talan eden Moğollara karşı göğüs göğse çarpışan Karamanoğulları bu mirasa sahip çıkmamız için yine bir neden oluşturmuştur.
Karamanoğulları Beyliğinin Sancağı
Fakat benim için en önemli nedeni “Denizlerin Hükümdarı” ve “Kızıl Sakal” olarak adlandırılan Cezayir’in hükümdarı, Cezayir’in Beylerbeyi, Osmanlı’nın ve Türk Tarihinin en büyük Kaptan-ı Deryası olan Barbaros Hayreddin Paşa’nın sancağında Davud Yıldızına yer vermesidir.
Barbaros Hayrettin Paşa’nın bayrağında İlmin kapısı olan ve Hayber Fatihi olan Hz. Ali’nin kılıcı Zülfikar orta kısımda bulunmaktadır. Yanında ise küçük bir şekilde Pençe-i Âl-i Aba yani Peygamber’in ailesinden olanları temsil eden işaret vardır. Sancağın dört kenarında, İslam dünyasının dört büyük halifesinin adları yazılı alt kısmın ortasında ise Hz. Süleyman’ın mührü bulunmaktadır.
Barbaros Hayreddin Paşa ömrünün hepsini denizlerde gaza için harcamış, Kuzey Afrika, Fransa ve İtalya sahillerinde Türk’ün gücünü göstermiş Allah adına savaşmış yiğit bir komutandı. Hızır Paşa, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı Kaptan-ı Deryası yapılmış ve Türk Tarihinin en gurur verici, Haçlıların ise utanç kaynağı olan Preveze başta olmak üzere Türk ve İslam alemine sayısız zaferler kazandırmıştır.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargahının girişinde sergilenen Hızır Paşa'nın Sancağı
Şu anda Barbaros’un sancağı Deniz Kuvvetleri tarafından himaye edilmektedir. Bizim için manevi değeri bu kadar büyük olan Davud Yıldızı veya Hz. Süleyman’ın mührü olan motif başkalarına mâl edilemez. Edilmeyecektir. Tarihimizi öğrenmeleri ve bu doğrultuda kültürümüze sahip çıkmalıyız. Türk Milleti kadar tarihi ve kültürü şanla, şerefle dolu başka bir millet bulmak zordur. Fakat Türk Milleti kadar tarihini, kültürünü unutan ve başka kültürlerin peşinden giden başka bir millette yoktur. O yüzden tarihimizi, kültürümüzü unutmayacağız, unutturmamak için her zaman çaba sarf edeceğiz.
Yazımı Yahya Kemal’in Süleymaniye’de Bayram Sabahı adlı şiiri ile sonlandırıyorum.
Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros, belki donanmayla seferden geliyor?
Adalardan mı, Tunus’tan mı, Cezayir'den mi?
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi
Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor
O mübarek gemiler hangi seferden geliyor