← Arşive dön

Kurgu mu Gerçek mi? : Filler Asla Unutmazlar

2020-05-22 15:14:33

Filler, hayvanlar aleminde en iyi görme yetisine sahip hayvanlar değillerdir, ama onlar asla bir yüzü unutmazlar. Örneğin, Hohenwald, Tenn’deki Fil Barınağı’nda Carol Buckley, 1999’da yaşayan fil Jenny’nin endişelendiğini ve yeni gelen Asya fili Shirley ile tanıştırıldığında zorlanabileceğini bildiriyor.

Hayvanlar gövdeleriyle birbirlerini kontrol ederken, Shirley de canlandı ve görünüşte eski iki arkadaş duygusal bir şekilde yakınlaştılar. Barınak sahibi Buckley, “ortamda öfori (coşku) vardı,” diyor. “Shirley bağırmaya başladı ve sonra Jenny de aynısını yaptı. İki gövde de birbirlerinin yaralarını kontrol ediyorlardı. "Saldırganlık olmadan bu kadar yoğun bir şey hiç deneyimlememiştim.”

İki filin yıllar önce, kısa süreliğine yollarının kesiştiği anlaşılıyor. Buckley,  Jenny’nin barınağa gelmeden önce seyahat eden Carson & Barnes Sirki ile performans sergilediğini biliyordu, ancak o, Shirley’nin geçmişi hakkında çok az bilgiye sahipti: Shirley’nin 23 yıl önce birkaç aylığına Jenny ile birlikte sirkte olduğu.

Araştırmacılar, olağanüstü hatırlama gücünün fillerin hayatta kalmalarının büyük bir parçası oluğuna inanıyorlar.

Kenya’daki Amboseli Ulusal Parkı’nda olan filler üzerine yapılan araştırmalara göre, özellikle anaerkil filler, ailelerinin neredeyse hiç sahip olmadıkları bir sosyal bilgi deposuna sahipler.

İngiltere’deki Sussex Üniversitesin’nin araştırmaları, 55 yaşında bir kabile reisi anaya sahip fil gruplarının (filler yaklaşık 50 ila 60 yıl yaşar), tanıdık bir fil ile karşı karşıya geldiklerinde 35 yaşında bir kabile reisi anaya sahip olanların savunma duruşunda toplanmaları daha olasıdır. Nedeni: Sussex’te bir psikolog ve hayvan davranışçı olan Karen McComb ve meslektaşlarının Science’ta bildirdiğine göre, bu tür yabancıların grupla yatışmaya başlayabileceklerinin ve muhtemelen buzağılara zarar verebileceklerinin farkındaydılar.

Şiddetli bir 1993 kuraklığı sırasında Tanzanya’nın Trangire Ulusal Parkı’nda üç fil sürüsü üzerinde çalışan diğer araştırmacılar, onların yalnızca birbirlerini hatırlamadıklarını, ayrıca olağan alanlarının kuruması durumunda alternatif yiyecek ve su kaynaklarına giden yolları hatırladıklarını keşfetti.

New York’taki Yaban Hayatı Koruma Derneği’nden (WCS) bilim insanları, Biyoloji Mektupları’nda,38 ve 45 yaşlarındaki anaerkiller ile kalın Pachyderm grupları, görünüşte su ve kurtçuk aramak için kurumuş parktan ayrıldı, ancak 33 yaşında  daha genç bir anaya sahip olanlar kaldı.

O yıl doğan 81 buzağının 16’sı dokuz aylık bir sürede öldü, yüzde 20 ölüm oranı, tipik yüzde 2’den çok daha yüksek; ölenlerin 10’u, yem ve suyun az olduğu parkta kalan gruptaydı.

İskoçya’daki Saint Andrews Üniversitesi’nden psikolog Richard Byrne ve diğer araştırmacılar, Amboseli’de bir 2007 çalışması sırasında fillerin aynı zamanda bir kerede 30 kadar arkadaşın yerini tanıyabilir ve takip edebilir olduğunu keşfettiler.

Byrne “Ailenizi kalabalık bir mağazaya götürdüğünüzü ve Noel satışlarının başladığını düşünün,” diyor. “Dört veya beş aile üyesini takip etmek ne iş. Bu filler bunu 30 gezi arkadaşları ile yapıyorlar.”

Bilim insanları, bu hafızayı  gövdeleriyle iyice kontrol eden ve yavrularının bir üyesinden gelmeyen bir tanesiyle karşılaştıklarında hareket eden ve bu nedenle orada olmaması gereken dişi fillerin önüne yerleştirerek idrar örneklerini test ettiler. Byrne, “Geyik gibi sürü halinde takılan çoğu hayvan muhtemelen sürülerindeki diğer hayvanların kim olduğuna dair hiçbir fikre sahip değiller,” diyor. Ama filler “neredeyse kesinlikle gruplarındaki her üyeyi biliyorlar.”

Byrne, bu tür “çalışma belleğinin” , “diğer hayvanların sahip olduğu gösterilen her şeyen çok daha önünde olduğunu,” ekliyor ve bu, filin birlikte hareket eden, beslenen ve sosyalleşen aile birimlerini izlemesine yardımcı olur.

WCS bilişsel bilim insanı Diana Reiss ve Atlanta’da Emory Üniversitesi’ndeki iş arkadaşları “Zekiler söz konusu olduğunda, filler orada yunuslar, maymunlar ve insanlarla birlikte duruyor,” diyor. Onlar, 2006 ‘da ABD Ulusal Bilimler Akademisi Bildirileri’nde bu seçkin sirkteki diğer memeliler gibi, fillerin aynadaki yansımalarını tanıyan tek hayvan olduğunu bildirdiler.

Nairobi’de  Save the Elephants’ın kurucusu olan zoolog Iain Douglas- Hamilton, 1960’lardan beri onları inceleyen kalın derili hayvanların üzerinde bir otoritedir. Tanzanya’nın Lake Manyara Milli Parkı’ndaki bir fille çok iyi tanıştığını, kariyerinin başlarında vahşi doğada gerçekten yürüyebileceğini anlatıyor. 1969 yılında tezini yazmak için bölgeden ayrıldı ve dört yıl boyunca geri dönmedi. Ancak, geri geldiğinde, sanki hiç gitmemiş gibi olduğunu döyledi. Dostça gezintilerini sürdürdüklerini belirterek, “Hemen bana doğru geldi ve aynı şekilde davrandı,” diyor.

Douglas-Hamilton “Onlar uzun süre yaşayan hayvanlar ve hafıza uzun yaşayan bir hayvan için bir fayda olabilir,” diyor. “Açık olarak eğer filler aşırı iklimi deneyimlerse ve  bir yıl boyunca yemeğin nerede olduğunu hatırlayabilirlerse hayatta kalabilirler.”

Yani, birisinin size bir fil gibi hafızaya sahip olduğunuzu söylediği zaman, bunu iltifat olarak kabul edin.

(Scientific American websitesinde James Ritchie’nin “Fact or Fiction?: Elephants Never Forget” adlı yazısından çeviren Seval Altun.)