Günümüzde teknoloji; çevremizdeki dünyayı hızla değiştirdiğinden, birçok insan teknolojinin insan zekasının yerini alacağından endişe ediyor. Haklılar da. Uzmanlar ve bazı eğitimciler, teknolojinin onlarca yıldır öğrencilerimize öğretmekte olduğumuz birçok görevi ve yeteneği üstlenebileceği için yakın gelecekte öğretecek hiçbir öğrenci olmayacağından endişe ediyorlar. Korona sürecinde de yakından gördüğümüz üzere 4 duvar arası olmadan da öğretim süreci uzaktan oldukça iyi gidiyor. Mesele şu: Eğitim asla ortadan kalkmayacak, kalkması da mümkün değil. Sadece farklı biçimler alarak yoluna devam edecektir. Bunun için önümüzdeki 15- 20 yıl içinde eğitimin geleceğini şekillendirecek 9 madde listeledim.
1.Farklı zaman ve yer.
Öğrenciler farklı yerlerde farklı zamanlarda öğrenmek için daha fazla fırsata sahip olacaklar. (Bu süreç koronayla beraber net olarak başladı.) E-Öğrenim araçları uzaktan ve aynı zamanda kendi hızınızda öğren me fırsatlarını kolaylaştırdı. Okullar dönüşüm geçirecek, yani teorik kısım sınıf dışında öğrenilirken pratik kısım interaktif olarak yüz yüze öğretilecek. Okullar sadece öğretmenlerin interaktif ders verdiği bir merkez haline gelecek. Koca koca beton yığını binalar pratik uygulama merkezlerine dönüşecek.
2.Kişiselleştirilmiş öğrenme.
Öğrenciler, kendi yeteneklerine uyum sağlayan çalışma araçlarıyla öğreneceklerdir. Bu, ortalamanın üzerinde öğrencilere belirli bir seviyeye ulaşıldığında daha zor görevler, sorular veya çalışmalar ile kapasitelerinin zorlanacağı anlamına gelir. Bir derste zorluklar yaşayan öğrenciler, gerekli seviyeye gelene kadar daha fazla uygulama yapma fırsatı bulacaklardır. Öğrenciler bireysel öğrenme süreçlerinde olumlu bir şekilde güçlendirilecektir. Bu durum, olumlu öğrenme deneyimleriyle sonuçlanacaktır. Ayrıca, öğretmenler hangi öğrencilerin hangi alanlarda yardıma ihtiyacı olduğunu açıkça görebilecekler ve müdahale edebileceklerdir.
3.Serbest öğrenme seçimi
Öğretilen her konu aynı hedefi hedeflese de, o hedefe giden yol her öğrenciye değişebilir. Kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimine benzer şekilde, öğrenciler öğrenme süreçlerini kendileri için gerekli olduğunu düşündükleri araçlarla değiştirebilecekler. Öğrenciler kendi tercihlerine göre farklı cihazlar, farklı programlar ve tekniklerle öğrenecekler. Öğrenciler kendi yeteneklerine özel seçimler yaparak öğrenmeyi zenginleştirebilecekler.
4.Proje tabanlı eğitim
Kariyer takıntısı serbest ekonomiye uyum sağladıkça, bugünün öğrencileri proje tabanlı öğrenme ve çalışmaya adapte olacaklardır. Bu, becerilerini çeşitli durumlarda kısa vadede nasıl uygulayacaklarını öğrenmek zorunda oldukları anlamına gelir. Öğrenciler, en geç lisede proje tabanlı öğrenme ile tanışmalıdır. Bu durumda bütün öğrencilere; işbirliği içinde olmayı ve zaman yönetimi becerilerini, diğer akademik kariyerlerinde kullanabileceği temeller olarak öğretilmelidir.
5.Alan deneyimi
Teknoloji belirli alanlarda daha fazla verimliliği kolaylaştırabildiğinden, müfredat yalnızca insan bilgisi ve yüz yüze etkileşim gerektiren becerilere yer açacaktır. Böylece, derslerde 'alanında' deneyim vurgulanacaktır. Okullar, geliştirdikleri simülasyonlarla; öğrencilere işlerini temsil eden gerçek dünya becerileri edinmeleri için daha fazla fırsat sunacaktır. Bu, müfredatın öğrencilerin staj, rehberlik projeleri ve işbirliği projelerini (ör.) Yerine getirmeleri için daha fazla alan oluşturacağı anlamına gelir.
6.Veri yorumlama
Matematik üç ana dersten biri olarak görülse de, şüphesiz sayıların manuel kısmını yakın gelecekte insanların ilgi odağından çıkacaktır. Bilgisayarlar yakında her istatistiksel analizle ilgilenecek ve verileri tanımlayıp analiz edecek ve gelecekteki eğilimleri tahmin edecektir. Bu nedenle, sayısal verilerin analiz kısmı (insan tarafı) insan yorumu ile gelecekteki müfredatın çok daha önemli bir parçası haline gelecektir. Bundan dolayı teorik bilgiyi sayılara uygulamak ve bu verilerden mantığı ve eğilimleri çıkarmak için insan akıl yürütmesini kullanmak yeni bir metodoloji ortaya çıkaracaktır.
7.Sınavlar tamamen değişecektir
Eğitim yazılımı platformları öğrencilerin her adımdaki yeteneklerini değerlendireceğinden, yeterliliklerini Soru-Cevap yoluyla ölçmek etkisiz olabilir veya yeterli olmayabilir. Birçoğu, sınavların şimdi öyle bir şekilde tasarlandığını, öğrencilerin malzemelerini sıkıştırdığını ve ertesi günü unutacağını iddia ediyor. Eğitimciler sınavların öğrencilerin ilk işlerine girdiklerinde neler yapabileceğini geçerli bir şekilde ölçemeyebileceğinden endişe ediyorlar. Bir öğrencinin akademik bilgisi, öğrenme süreci boyunca ölçülüyor. Yalnız, öğrenilen bilgilerinin uygulanması en iyi alandaki projeler üzerinde çalışırken test edildiğinden dolayı yeni sınav yöntemleri, uygulamalı ve proje tabanlı olacaktır.
8.Öğrencilerin Kendi Müfredatlarını Oluşturabilmesi
Öğrenciler kendi müfredatlarını oluşturmada giderek daha fazla yer alacaklar. Çağdaş, güncel ve kullanışlı bir müfredatı sürdürmek sadece profesyoneller ve 'gençler' söz konusu olduğunda gerçekçi olacaktır. Öğrencilerin müfredatın içinde yer alması her şeyi kucaklayan bir çalışma programı için bir zorunluluktur.
9.Mentorluk daha önemli hale gelecektir
10 yıl içinde, öğrenciler öğrenme süreçlerine o kadar çok bağımsızlık katacaklar ki, mentorluk öğrenci başarısı için temel olacak. Öğretmenler, öğrencilerimizin yoluna girecekleri bilgi sarmalında merkezi bir nokta oluşturacaklardır. Bundan dolayı eğitmenlerimizin akademik bilgi çuvalından çıkartıp kılavuz konumuna taşıyıp yarının eğitiminde dünyanın ileri gelen eğitimleri arasında bizler de ilk 10 içine adımızı yazdıralım. Değişmeyen tek şey değişimdir ilkesinden yola çıkarak yarına güçlü girmek yarını görebilen eğitim kahramanı rehberlik yapabilen insanlarla sağlanacaktır. Bunun için ayağımıza kadar gelen bu fırsatı kaçırmamalıyız.
Saygılarımla, bir sonraki hafta görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın!