← Arşive dön

Emir Timur ve 3. Yakındoğu Seferi

2020-05-11 12:36:00

Sevgili okurlar geçen hafta iki büyük Türk hükümdarının kaçınılmaz bir son olarak karşı karşıya geleceğinden bahsetmiştik. Bu hafta ise Emir Timur ve 3. Yakındoğu Seferi başlığımızla kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Timur işe hemen hemen hiçten başlayıp şahsi zekâ ve gayreti ile büyük bir imparatorluk teşkil edecek derece geniş topraklar Feth eden tarihin ender kaydettiği cihangirlerden birisi idi. Karşına çıkan devletleri yıkıyor, cihan hâkimiyeti arzusunda hiç durmadan ilerliyordu. 1399 senesinde 3. Yakındoğu seferine çıkmıştı. Bu sıralarda Osmanlı ve Memlük ilişkilerinin gergin olması Timur Devletinin işine gelmişti. Timur Gürcistan’ı ele geçirdikten sonra Ordularını Tebriz’de toplamış burayı Harekât Merkezi haline getirmişti. Cihan hâkimiyeti isteyen iki büyük imparator karşı karşıya gelmesi kaçınılmazdı.

İltica hadiseleri beklenen bu çatışmaya sebep olmuştu. Timur Karakoyunlu Türkmen prensi Kara Yusuf’un kendisine teslimini isterken Bayezid sert bir karşılık verdi.[1]Karşılıklı mektuplar ile beklenen çatışma iyice tırmandırılmış, Timur ordusu 9 Ağustos’ta Sivas’ı kuşatmıştı. Şehir Timur’un mancınık, lağımcı ve şiddetli saldırılarına karşı 18 gün dayanabilmişti. Sivas’ta kan dökmeyeceğine söz verdiği için teslim olan 4 bin kişiyi diri diri toprağa gömdüğü söylenenler arasındadır.[2]

Yıldırım Bayezid Sivas harekâtını haber alması ile derhal hazırlıklara başladı. Fakat bu süreç sıkıntı ile geçiyordu. Bir tarafta Emir Timur’un Anadolu’yu harap etmesi, bir tarafta ise Balkanlardan gelecek bir tehlike Osmanlı’yı zor duruma sokuyordu. Bu yüzden ordusunun bir kısmını Balkanları korumak üzere Rumeli’ye bırakan Sultan Bayezid kapıkulu askerleri ile Anadolu’ya geçmişti.  Bu sırada Sultan Bayezid derhal Sivas’ın kurtarılması için öncü birlikler ile Şehzade Mehmet Çelebi[3]’ye emir verdi.  Amasya sancağından hareket eden Şehzade Çelebi, Sivas önlerinde Timur’un büyük ve kuvvetli birliklerine yenilerek geri çekilmek zorunda kaldı.

Emir Timur’un casusları Osmanlı ordusu hakkında yeterince bilgi sahibi olamıyordu. Bu olayda Timur’un Osmanlı karşısına direkt olarak çıkmasını engelliyordu. Bu sırada Dulkadiroğlularının ani baskını Timur Ordusunun teçhizat bakımından zarar görmesine sebep olmuştu. Bu duruma bir hayli sinirlenen Emir Timur, Sivas’tan hareket ile Malatya üzerine yürüdü. Burayı çok kısa sürede ele geçirdi. Kısa bir dinlenmenin ardından müttefiksiz kalan Memlukler üzerine yürüyen Timur Halep önlerine geldiğinde Memlük ordusu ile ölümcül bir muharebeye girdi. Ve bu orduyu perişan etti.[4]Halep’ten yola çıkarak Hama ve Humus üzerinde Şam’a ilerledi. Şam surlarının önünde yapılan muharebede zafer ile ayrılan Timur bu sırada askeri olarak gücünü tüketmişti.

Bu durumu haber alan Sultan Bayezid zaman kaybetmeyerek işgal altında olan Sivas ve Malatya civarını tekrar ele geçirdi. Ankara’yı ise Anadolu seferleri için harekât merkezi haline getirdi. Emir Timur ise hareket üssü olan Tebriz’e geri gelerek Semerkant’a mektup yazarak tüm ordunun Tebriz’e gelmesini emretmişti. Yıldırım Bayezid’e mektup yazarak düşmanlığın son bulmasını, Osmanlının kendi himayesine girmesini ve çocuklarından bir tanesinin gönderilmesini istemişti. Eğer bu istekler yerine gelirse küffara karşı olan savaşta yardım teklifinde bulunuyordu. Bayezid ise mektuplara kendini överek yanıtlar veriyor Timur’u hile ile suçluyor, savaştan kaçmayacağını belirtiyordu. Bu sıralarda Emir Timur’un oğullarından Muhammed Mirza komutasında iyi teçhiz edilmiş kalabalık kuvvetlerde Timur’un hareket üssü olan Tebriz’e ulaştı. Timur bir Kurultay toplayarak danışmanlarının görüşlerini öğrenmek istedi. Danışmanların bir kısmı ve âlimler muharebeye muhalif olmuştur. Komutanlardan bazıları Anadolu’nun fethinin zor olduğunu ve Bayezid’in küffara karşı savaş verdiğini söylemişti.  Fakat Timur bu fikirleri dikkate almayarak savaş pozisyonu alarak ordusu ile Erzincan’a doğru harekete geçmişti. Burayı kısa sürede muhasara ettikten sonra Sivas üzerine yürümüş Yıldırım’ı güçsüz bırakmak için Sivas, Kayseri ve Malatya’da yaşamakta bulunan Osmanlı ordusunun büyük kısmını oluşturan Anadolu Moğollarını[5]kendi tarafına belirli vaatler karşılığında geçirmişti.[6]Aynı zamanda eski Anadolu Beyliklerinin beyleri de Timur ordusunda yer almakta idi.

Yıldırım Bayezid o sıra Tokat civarına gelmiş çoğunluğu yayalardan oluşan ordusu için dağlık bir yer seçmiş ve Timur ile orada savaşmak istiyordu. Timur ordusunun ise tamamı atlılardan oluşmaktaydı. Bu yüzden Bayezid’in ordusunu yormak istiyordu, onun üzerine yürümeyerek Kayseri üzerine yürüyerek burayı yağma ve talan etti. Mahsulü ise ordusu için müsadere etti. Daha sonra Kırşehir’e ilerleyen Timur, Osmanlı ordusunun arkasından geldiğinin haberini aldı. Bu sahada da savaşı doğru bulmayan Emir Timur, Bayezid’in hareket üssü olan Ankara’yı kuşatmak üzere Ankara’ya yola çıktı.

Ordusunun çoğunluğunun yayalardan oluştuğunu bilen Bayezid dağlık alanda savaşa girmemek için Anadolu’yu yağmalayan Timur’a karşı alınacak tedbirlere karşı ümerasını topladı. Sadrazam Ali Paşa dağlık alanda kalmak ve gerilla taktiği ile Timur ordusunu yıpratmak fikrini sundu. Hoca Firuz Bey ise Anadolu’nun bir an önce Timur yağmasından kurtulması için savaş meydanına at sürmenin doğru olacağını söyledi. Sivas faciasına pek üzülen Bayezid, Hoca Firuz ’un teklifini kabul ederek Ankara’ya doğru harekete geçti.[7]Ordusunun yaya olmasına aldırmadan hızlı bir şekilde ilerlemeye devam etti. Timur’un Ankara’yı kuşattığı sırada bölgeye ulaştı ve Timur’u hazırlıksız bir şekilde yakalayarak pozisyon aldı.

Haftaya yazımızın devamında görüşmek üzere, sağlıcakla kalın!

[1]Halil İnalcık, “Devlet-i Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerinde Araştırmalar I”. s 73.

[2]Şerafettin Yezdi toprağa gömülen askerlerin Ermeni olduğunu söylemektedir.  Fakat onun yararlandığı kaynak olan Nizamüddin Şami’nin Zafer-Name adlı eseri bu kişilerin Ermeni olduğunu doğrulamamaktadır.

[3]Şehzade Mehmed Çelebi: Osmanlı Devletinin ikinci kurucusu olarak adlandırılmıştır. Fatih Sultan Mehmed’ in dedesidir.

[4]Robert Mantran, “Osmanlı İmparatorluğu Tarihi Kuruluş ve Yıkılış Tarihi I”. s 66

[5]Anadolu Moğolları Uygurlar, Kırgızlar, Tatarlar ve bir miktar da Moğollar ile birlikte Anadolu'da karışarak ortaya çıkan bir Türk halkıdır. Bunlara daha sonra Kara Tatarlar denilmiştir. https://www.wikizero.com/tr/Kara_Tatarlar

[6]Halil İnalcık, “Devlet-i Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerinde Araştırmalar I”. s 72

[7]Robert Mantran,“Osmanlı İmparatorluğu Kuruluş ve Yıkılış Tarihi I”. s 67