← Arşive dön

Ferry'lerin Köyü

2020-04-07 16:43:24

Türkiye’nin etnik ve kültürel dokusunun önemli bir temsilidir İstanbul. İşte o temsillerden biri olan aslında hepimizden daha eski İstanbullu Fransız Levanten’i Ferry ailesinin hikayesi:

İstanbul’a göç etmeden önce Ege’de bilinen tek katolik adası olması gereken Tinos’ da yaşayan Ferry ailesi, adanın Osmanlı elinden çıkmasıyla birlikte 1840 yılında Latinlerin oldukça fazla bulunduğu Galata’ ya yerleşirler. Sonrasında burada “Ferry et fils” isimli şirketlerini kuran aile kumaş, seramik, makine ihracatı yapmaya başlar. Şirketin patronu olan Pierre Ferry o zamanlar ismi Aya Stefanos olan Yeşilköy’ de, bir zamanlar benim de yaşadığım Çekmece Caddesinde bir ev satın alır. Ailenin Fransa’daki akrabalarından olan Jules Ferry ise o zamanlar Fransız Dışişleri Bakanıdır. Pierre Ferry, bir zaman sonra bugün Feriköy diye adlandırdığımız semtte bir av köşkü satın alır. İşte zamanla İstanbulluların “Ferry’lerin Köyü” diye adlandırdığı Feriköy (Ferry Kuey) ismini bu Fransız Levanten’i aileden alır. Av köşkünün bulunduğu bölge ise günümüzde Latin Katolik Mezarlığıdır.

Pierre’ in vefatından sonra işlerin başına geçen Stephen Galata ve Pera’da etkinliklerini arttırır. 1872’de ise Rum tüccar Nikofor Estimo’nun kızı ile evlenen Stephen Osmanlı ticaret ve sanayisine önemli katkılarda bulunur. Bunun bir neticesi olarak 1912’de iftihar ve sanayi nişanı ile ödüllendirilir. Ferryler sonrasında Aya Stefanos’daki evlerini yazlık olarak ayırır, Galata’daki Sen Piyer Apartmanı’na taşınırlar. Stephan’ın oğlu George burada dünyaya gelmiştir. St. Benoit Lisesi’nde okuyan George, ilerleyen yıllarda İrlanda kökenli İngiliz Levanten’i Nelly Daston ile hayatını birleştirir. Madam Nelly Daston, 1.Elizabeth döneminde Broadway bölgesi valisi Sir Anthony Daston’un torunudur.

George Ferry Osmanlı’dan Avrupa’ ya iplik, kumaş gibi ürünler satmakta, aynı zamanda Osmanlı topraklarına seramik, çeşitli gıda maddeleri ve çini getirmektedir. İttihat ve Terakki’nin kurucularından Enver Paşa ile de beraber büyüyen George hayatı boyunca önemli toplumsal ilişkilere sahip olmuştur. 1923 yılında ise bahçesinde iki büyük Türk bayrağı dalgalanan köşkleri bir hafta süresince büyük bir ziyaretçi akınına uğrar. Bu Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşudur.

1942 yılına gelindiğinde ise Varlık Vergisi’nin azınlık ve yabancıları ekonomik anlamda sarsmasıyla birlikte aile büyük miktarda ödemeler yapmak zorunda kalır. Ekonomik darboğazla birlikte yazlık evlerini satmak zorunda kalan Ferryler, ne yazık ki Galata’daki işyerlerini de kapatırlar. George’ dan sonra üçüncü kuşak olarak işleri devralan Etienne ise babası George gibi Galata’ da doğar ve St. Benoit Lisesi’nde eğitim görür. Etienne bir iş adamı olarak denizcilik ve sanayiyle ilgilenmiş, Fuat Paşa, Fatin Rüştü Zorlu, Ali Fuat Cebesoy gibi isimlerle de yakın dostluklar kurmuştur.

1955 yılında yaşanan 6-7 Eylül olayları ise Etienne Ferry’ye büyük bir üzüntü yaşatır. Etienne Ferry sağlığını kaybetmeye başlar ve aile ekonomik olarak büyük sıkıntıya düşer. 1971 yılında ise ailenin son fertleri İstanbul’ u terk eder ve Avustralya’ ya yerleşirler. Burada işlerini tekrar kurar ve son derece başarılı olurlar. 1972 yılında Avustralya’ da hayatını kaybeden Etienne’nin eşi Louise Maria oğlu Serge ve torunlarını görmek için yazları İstanbul’a gelmeye devam eder.

Serge Ferry ise kaliteli bir eğitim alır, iyi derecede İngilizce, Almanca ve İtalyanca konuşur, siyaset bilimi öğrenimi görür fakat baba mesleği olan ticaretle uğraşmaya başlar ve İstanbul’a geri döner. Çevresinde sıcak insan ilişkileri kurmasıyla tanınırmış fakat şimdilerde kendisine ulaşmanın çok nadir olduğu yazmaktadır, internetten ulaşabildiğimiz kaynaklarda.

(kaynak:Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi / Hakkı Sabancalı'nın Hürriyet İstanbul için 1 Şubat 1999 tarihli haberi)