← Arşive dön

İşsizlikle Mücadele

2020-06-10 15:35:03

Çok kıymetli Flikoston okuyucuları… Yeni bir haftada yeni bir yazıyla sizinle birlikteyiz. Geçen haftaişsizlik sebeplerinisizlere anlatmaya çalışmıştık. Bu haftaki konu başlığımız ise daha çok çözüm önerileri odaklı. O halde başlangıç noktamızı oluşturan soruyu soralım: Neler yapıldığında istihdamı artırmak mümkün olabilir?

Bu soruyu sorduğumuzda verilebilecek cevapların başında yeni istihdam yerlerinin açılması ve üretimin arttırılması olacaktır. Yine bununla alakalı olarak işsizliğin çözümü için ayrıca neler yapılabileceği noktasında başkaca önerilere değinmeye çalışalım yazımızın ilerleyen kısımlarında.

Türkiye’de işsizlikle mücadelenin başarılı olabilmesi için mutlaka yeni iş alanlarının açılması, eğitim sisteminin ihtiyaca göre yeniden düzenlenmesi ve tarım sektörünün daha verimli hale getirilmesi gerekmektedir.

Neler yapıldığında işsizlikle mücadele edilmiş olur?

İstihdam için öncelikle kamusal stratejik planların hazırlanması ve uygulamaya konulması yatırımların özellikle de kamu yatırımlarının çoğaltılarak istihdamın artırılması oldukça önemlidir. Çünkü kamu yatırımlarının artırılması ekonomiyi canlandıracaktır. Aynı zamanda özel sektör yatırımlarının da teşvik edilmesi gerekmektedir.

Teşvik sistemi, AB ülkelerindeki gibi istihdamı esas almalıdır. Yatırım yapan, “düzgün iş”lerin artmasını sağlayan ve ilave istihdam yaratan işverenlere gelir ve kurumlar vergisi istisnası, ücret sübvansiyonu, sigorta prim indirimi, enerji maliyetinin düşürülmesi gibi icraatlar devreye sokulmalıdır.

İşletmeler üzerindeki sosyal yükler hafifletilmeli, bu yükler rekabet etme ve istihdam yaratma hedeflerini gerçekleştirmeye olanak sağlayacak bir düzeye çekilmeli ve teşvik edici yönü ağır basan bir yaklaşımla ele alınmalıdır.

İşletmelerin ve işgücünün değişimlere uyum yeteneği artırılmalıdır. Kıdem tazminatı ve uygulamaya giren işsizlik sigortası iş güvencesi hükümleri dikkate alınarak en kısa zamanda yeniden düzenlenmelidir.

İşsizlikle Mücadele, Kayıtdışılık ve Tarım

İstihdam üzerinden alınan vergi, prim ve işveren payı gibi mali yükler düşürülmelidir. Bu yolla kayıt dışı işsizliğin en az yarısı kayıt altına alınmış olunur. Bu durum da kuşkusuz ki yeni istihdam oluşturacak yatırımları teşvik edecektir.

Tarımdan tarım dışı alana yönelecek olan kesime daha kolay iş bulabilmek amacıyla mesleki eğitime daha fazla önem verilmelidir.

Köyden kente göçün önüne geçilmesi ve bazı bölgelerin çeşitli teşviklerle desteklenerek oralarda yatırım yapılması gerekmektedir.

Tarım sektöründeki düşük verimlilik sorunu ele alınmalı; tarım sektörünün dünya pazarlarındaki rekabet gücü artırılmalıdır. Çağdaş bir destekleme sistemi oluşturulmalı; tarımsal işletmecilik modelleri teşvik edilmelidir. Ayrıca, tarıma dayalı sanayinin gelişimine önem verilmeli; sanayi sektörü ile tarım sektöründeki istihdamın birlikte gelişimi ve yerel düzeyde istihdam yaratılması sağlanmalıdır.

İşsizlikle Mücadelede İşverenler, İş Arayanlar ve Yöneticilerin Rolü

Bugün işverenlerin yanında işsizlik sorununu dile getirdiğinizde onların tepkisi “biz eleman bulamıyoruz” şeklinde oluyor. Yani işverenin aradığı nitelikte eleman, onun aradığı ücretle bulunamıyor. Çoğu işyeri nitelikli teknik eleman arıyor ve karşısında mühendis buluyor. Mühendise o işi yaptıramıyor ya da mühendisin istediği ücret o işe göre çok yüksek kalıyor. Öte yandan eğitim düzeyi görünürde yükseldikçe iş arayanlar masa başı iş istiyor fakat makinenin başına geçmek istemiyor. Buradan anlaşılıyor ki arz ve talep arasında bir uyumsuzluk var. Bu durumda kısa vadeli çözümleri bir kenara bırakıp uzun vadeli çözüm için eğitim sistemini en baştan elden geçirmek gerekiyor.

Lise ve dengi okul mezunlarında işsizliğin daha yüksek olması eğitim sistemimizin bu değişimi desteklemediğini göstermektedir. Yapısal değişimi desteklemek, kalkınmamızı sağlamak için nitelikli işgücüne ihtiyaç vardır. Özellikle meslek liseleri ve meslek yüksekokullarının bu değişimi destekleyecek ve piyasanın istediği işgücünü yetiştirecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Mevcut eğitim sistemimizin, kişilere dünyanın her yerinde geçerli olabilecek mesleki nitelikler ve ehliyetler kazandırabilecek şekilde revize edilmesi çok mühimdir.

Türkiye, artık niteliksiz mezunlar yetiştiren sıradan üniversiteler açmayı bir kenara bırakıp asıl teşviki teknik okulların açılmasına vermeli ve iş adamlarını üniversite kurmak yerine kaliteli, donanımlı teknik ve mesleki liseler açmaya yönlendirmelidir. Mevcut üniversitelerin birçok bölümü de teknik ve mesleki yüksekokullara dönüştürülmelidir. Aksi takdirde otomobil servislerinin müşteri kabul masalarında makine mühendisi çalıştıran, marketlerin kasalarında işletme mezunu istihdam eden, muhasebe servisinde defter yazma görevinde iktisat veya maliye mezunu çalıştıran bir sistem yaratmış olacağız. Böyle bir durum, bu pozisyonlarda çalışanlar için moral bozucu olmakla birlikte işveren açısından da gereksiz bir ücret farkı yaratacaktır.

Haftaya yazımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz, kalın sağlıcakla!