Her an her daim hep mutlu olmak için güzel kelimeler sarf ederiz. Her olayın, her projenin başında ve sonunda mutlu olmak için yaptığımızı belirtiriz. Şimdi sorsam size mutlu olmak nedir? Ne derdiniz Bu soru karşısında?
Mutlu olmak sevilmek mi?
Mutlu olmak her şeyi alabilmek mi?
Mutlu olmak her şeye sahip olmak mı?
Mutlu olmak huzurlu olmak mı?
Bu düşünceler devam edip gider tabii ki. Helkesin yaşadıklarına göre mutluluk anlayışı değişmektedir. Uzun zaman önce bir çocuğa sormuştum bu soruyu ve verdiği cevap çok etkiledi beni.
Mutluluk nedir dedim?
Ve bana “mutluluk eğlenmektir”dedi. Evet çocuk için para-pul, şan, şöhret önemli değildi. Onun için eğlenmek mutluluk formülü tabii ki.
Bizler yani yetişkinler ömrümüz boyunca hayat girdabında döner dururuz. Bir proje biter diğer başlar. Bir gün biter yeni günler için planlar yaparız.Bir sorun çözülür yeni sorunların gelmesini ve çözmek için didinir dururuz.
Nereye kadar? Ne zamana kadar?
Sevdiğimiz değer verdiğimiz birisinin hayat bağının kesilmesi veya dünya değiştirmesine kadar tabii ki.
İşte o zaman mezarlıklara gittiğimizde bizler gibi yarım kalan işleri olanları görene kadar.
Peki bu kadar çalışmanın uğraşmanın ve koşturmanın içinde ne kadar nefes alıp kendimize yolculuk yapabiliyoruz.
Mutlu olmak için ne yapıyoruz?
Kazandığımız paraların, itibarların, başarıların ne kadarının zevkini çıkarabiliyoruz? Daha doğrusu ne kadarını birileri ile paylaşabiliyoruz?
Şimdi bu yazdıklarımı okuyanlar hemen şu cevabı verebilirler. Tabii ki zevkini çıkarabiliyoruz. Diye
Benim ikinci sorun da şu olur o zaman“emin misiniz?”
Mutluluk hep bir adım önde ve biz onun için koşturup duruyoruz. Oysa mutluluk anda olduğunu hep söyleriz lakin bir türlü o duruma giremeyiz.
Gelin bu yazıdan sonra bir şey yapalım. Mutlu olmak için adım atalım. Ve bir çocuğun gözlerindeki mutluluğu eğlence ile birleştirelim ve yani birilerine yardım edip görünmeyelim.
Yardım eder gibi değil “yardım edip görünmeyelim.”yani itibarı, şanı-şöhreti, serveti bir kenara bırakıp hiç tanımadığımız birisine destek olalım.
Hatta bunu paylaşmak isterseniz ki reklam amaçlı değil içimizdeki huzuru paylaşmak adına beni bile bulup paylaşabilirsiniz.
İşte o zaman gerçek mutluluğun ne demek olduğunu anlamış olacağız.
Dün gitti geri dönüş yok, yarın ne olacağı belli değil o halde şimdi an var. Gelin anı mutluluk ile dolduralım.
Mutlu olmak için beklemeyin olduğunuz yeri siz mutlu edin. Bunu yaparken beklentisiz olun ki siz mutluluğu değil mutluluğun sizi beklediğini unutmayın. Unutmayın ki her yer cennettir sen cennette yaşadığını hissettiğin sürece. Bu yazıyı okumanız asla tesadüf değil.
Hayırla kalınız…