← Arşive dön

Okuduğunuza Pişman Olmayacağınız 8 Kitap

2020-05-24 22:28:05

Dünya çapında sarsıcı etkilere yol açan ve ciddiyetini hala sürdürmekte olan koronavirüs salgınından sonra kitap satışlarında yüzde 200 artış görüldüğünü biliyor muydunuz ?Eğer kitap okumanın stresi azaltma, hafıza sorunlarını giderme, kelime dağarcığını geliştirme ve pratik düşünme gibi birçok olumlu sonuçlar doğurduğunu biliyorsanız bu artış sizi çok şaşırtmayacaktır.

Dünyada kitap okumayı seven pek çok insan olduğu gibi bu alışkanlığı kazanmakta zorlanan veya kitap okumayı bir türlü sevemeyen insanlar da vardır. Bunun nedenlerinin en başında doğru kitabı seçememek veya doğru kitabı yanlış zamanda okumaktır. Eğer kitap tarzınızı belirleyebilir ve ortaya çıkarırsanız, kitap okumak artık sizin için düzenli bir aktivite haline gelir ve olumlu sonuçlarını hayatınızda görmeye başlarsınız.

Bu makalemde asıl hedefim her tarza hitap edebilecek ve okurken sizi sıkmayacak kitapları sizin beğeninize sunmaktır. Bu makalede, bilim kurgudan örnekler görebileceğiniz gibi tarihi romandan da örnek görebileceksiniz. Eğer hazırsanız, sizi derinden etkileyecek kitap önerilerime geçelim.

1- Jane Eyre – Charlotte Bronte

Jane Eyre, 626 sayfadan ibaret olan ama her sayfasında sizi yakalayıp asla bırakmayan bir roman. Victoria dönemi İngilteresi’ni elen alan bu romanda, Jane Eyre adındaki bir kadının küçüklükten itibaren hayatını okuyoruz. Zor bir çocukluk geçiren Jane’in hem üzüntülerini hem de sevinçlerine şahit oluyoruz. En önemlisi ise güçlü bir kadın örneği olan Jane Eyre’nin “kadınlar” hakkında basmakalıp düşünceleri nasıl yok ettiğini görüyoruz. Bir kadının kendi ayakları üzerinde durabileceğinin ve istediği şeyleri başkalarının özgürlüklerini kısıtlamamak kaydıyla nasıl gerçekleştirebileceğinin en güzel örneklerinden biri Jane Eyre. Bu nedenle okuma listenize seve seve önerebileceğim bir roman.

“Sevda, yeni açılmış bir pınar gibi içimden fışkırmış, tatlı sularını ruhumun tarlalarına yaymakta. Oysa ben o toprakları nice zahmetlerle, nasıl dikkatle temizleyip ayıklamış, özveri, iyi niyet tohumlarını ekmiştim! Gelgelelim şimdi bal gibi tatlı bir su bastı buralarını; taze filizleri nefis lezzetli bir zehir kemirmekte.”

2- Zaman Makinesi – H. G. Wells

Bilim kurgu romanının en etkileyici örneklerinden birisi olan Zaman Makinesi, Victoria Dönemi Londra’sında yaşayan bir bilim insanının zaman makinesini icat etmesini ve bu zaman makinesiyle geleceğe yolculuk etmesini ele alıyor. İcat ettiği zaman makinesi ile “sekiz yüz iki bin yedi yüz bir” senesine yolculuk eden bu bilim insanının şaşırtıcı maceralarına eşlik ediyoruz. Yazarın, gelecek hakkındaki ilginç fikirleri ve tahminleri çok etkileyici ve kesinlikle okumaya değer. Wells’in kitaptaki betimlemeleri o kadar açıklayıcı ve çarpıcı ki , zaman makinesinin mucitinin yaşadıklarını bizzat yaşamış gibi hissediyorsunuz. Her an her şey olabilir mantığıyla okuyucunun sürükleyici bulabileceği bir bilim kurgu romanı. Bu nedenle okuma listenize ekleyecebileceğiniz güzel bir kitap.

“Kıpkırmızı günbatımı aklıma insanlığın günbatımını düşürdü…”

3-  Yaşamak – Ya Hua

Bu listenin arasında beni en çok etkileyen romanın Yaşamak olduğunu kesinlikle söyleyebilirim. Yaşamak, içerisinde bir sürü konuyu barındıran ama okuyucuyu okurken yormayacak bir kitap. Savaş, açlık, yoksulluk, pişmanlık, sevgi ve daha bambaşka konuları içerisinde barındıran Yaşamak, her sayfasında sizi alıp peşinden sürüklüyor. Aile servetini fütursuzca harcayan Fugui’nin gelecekte neler yaşayacağını bilmeden hayatını sürdürmesini ve bunun sonucunda bir zincirleme misali yaşadığı olayları okuyoruz bu kitapla. Size “Ne ara bitti?” dedirtecek ve bittiğine üzüleceğiniz bir kitap Yaşamak. O yüzden kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum.

“Tüm insanlar aynıdır: Kendileri gibi bir başkasının cebinden alırken yüzleri aydınlanır, gülümserler, ama kaybetme sırası onlara geldiğinde yastaymış gibi ağlarlar.”

4- Çizgili Pijamalı Çocuk – John Boyne

9 yaşındaki Bruno ve ailesinin, Bruno’nun babasının işi nedeni ile Berlin’den Out-With adındaki bir yere taşınmasıyla Bruno’nun yaşadıklarını ele alan bir roman. Bir Nazi subayının oğlu olan Bruno, Out-With’e taşındıktan sonra evlerinin karşısındaki toplama kampına ilgisi artar ve bunun sonucunda bir Yahudi çocuk Shmuel ile tanışır. Aynı yaşta olan, birisi Nazilerin tarafında olan diğeriyse Nazilerin gözetimi altında olan bu iki çocuğun etkileyici yaşam öyküsünü okuyoruz. İkisi de dokuz yaşında ve ikisi de çocuk ama hayatları tamamen farklı olan, omuzlarındaki yüklerin birbirinden farklı olduğu iki farklı çocuk Bruno ve Shmuel. Bu etkileyici eseri kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

“İki çocuk aynı anda baktılar, farkı görmek kolaydı. Bruno yaşına göre küçük görünüyordu. Şişman değildi; ama eli sağlıklı, hayat dolu görünüyordu. Derisinin altında damarlar belli olmuyordu. Parmakları, ölmekte olan ince dallar gibi değildi. Shmuel’in eli ise çok farklı bir hikaye anlatıyordu.”

5- Veronika Ölmek İstiyor – Paulo Coelho

Veronika Ölmek İstiyor, her istediğine sahip görünen, çevresi tarafından mutlu olduğu düşünülen ama kendi içerisinde bambaşka düşüncelere sahip Veronika’nın yaşamında bir şeylerin eksik olduğunu düşünmesi sonucunda intihar teşebbüsünü ele alan bir roman. Başarısız bir intihar girişiminden sonra kendisini akıl hastanesinde bulan Veronika, çok kısa bir  ömrünün kaldığını öğrenir ve bu kısacık sürede nasıl bir hayat süreceği ona bağlıdır. Şaşırtıcı bir sonla okuyucuyu etkileyen bir roman  olan Veronika Ölmek İstiyor’u  kesinlikle tavsiye ediyorum.

“… aslında herkes deli, en deliler de deli olduklarının farkında olmayanlar.”

6- Yaban – Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Bu önerimi tarihi roman okumayı sevenler veya okumak isteyenler çok sevecek diye düşünüyorum. Yaban, Çanakkale Savaşı’nda sağ kolunu kaybeden bir subayın İç Anadolu’nun bir köyüne yerleşmesini ve bunun sonucunda o köyde yaşayan halk ile arasında geçen olayları ele alan bir tarihi roman. Herkes tarafından dışlanan Ahmet Celal, köyde yaşayan halka derdini anlatmaya çalışıyor fakat pek de başarılı olamıyor. Farklı düşüncelere, farklı saç stiline ve farklı giyime sahip olan bu karakter, halka tamamen ters düştüğü için halk arasında “yaban” olarak tanınıyor ve kitabın ismi işte buradan geliyor. Yaban, çok sürükleyici ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun başarılı betimlemeleri ile okuyucuyu derinden etkileyecek bir roman. Okuma listenizde yer vermeniz gereken önemli eserlerden ve bu nedenle kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

“Ben burada diri diri bir mezara gömülmüş gibiyim. Hiçbir intihar bu kadar şuurlu, bu kadar iradeli, bu kadar sürekli ve çetin olmamıştı.”

7-Othello – William Shakespeare

İngiliz Eebiyatı’na meraklı ve tiyatro metinlerini okumayı seven okurların kesinlikle beğeneceği bir eser Othello. Bütün zıt karakterlerin bir arada bulunduğu bu eserde bütün duygular derinden hissediliyor. Öfke, aşk, nefret, intikam, pişmanlık, saflık, sadakat ve daha birçok duyguyu barındıran bu eser, yazarın etkileyici kalemi sayesinde sizi de hikayeyi yaşıyormuş gibi hisettiriyor. Othello, Mağripli olan ama Venedik’te yaşayan komutan Othello’nun Venedikli bir soylunun kızı Desdemona ile evlenmesi sonucunda düşmanlarının kıskançlıklarını ve bu kıskançlıkların sonuçlarını ele alan bir eser. Düşmanlarının kötü planlarının ortalığı karıştırması sonucu yaşanılan olaylar, okuyucuyu hem şaşırtırken hem de kitaba bağlayacak bir neden haline geliyor.

“Ama hep lafta kalır bu sözler en sonunda.

Şimdiye kadar hiç görmedim ben

Kulak yoluyla iyileştirildiğini yürek acısının.”

8- Kitap Hırsızı – Markus Zusak

  1. Dünya Savaşı sırasında, Almanya’da yaşayan bir çifte evlatlık olarak verilen küçük kız çocuğu Liesel’in, kardeşinin mezarı başında bulduğu bir kitabı çalması sonucu başlayan “kitap hırsızlığı” serüvenine şahit oluyoruz bu kitapla. Başlarda sizi sinir eden karakterlerin daha sonra sevdiğiniz karakterler haline gelmesi kitabın en güzel yanlarından birisi. Çünkü başlarda sahip olduğunuz tüm önyargılarını kırmaya ve insanların kötü yönlerinden daha çok iyi yönlerine de bakmamız gerektiğini vurgulayan bir detay. Bu açıdan çok önemli karakterlere sahip. Kitabın en etkileyici detaylarından birisi, kitap içerisinde yaşanan tüm olayların ölüm meleği “Azrail” tarafından aktarılması. Kitabın bazı sayfalarında Azrail’in öyle etkileyici ve ilginç cümleleri var ki bu bile kitabı okumak için başlıca bir neden. Bir çocuğun saflığını, kitap okuma sevgisini, yardımseverliğini ve güzel yüreğini içerisinde barındıran bu güzel eseri kesinlikle tavsiye ederim.

“Bana attığın golü anlattın,” dedi Max. “Fakat yukarıda hayatın nasıl olduğunu bilmiyorum. Güneş ışığında mı, yoksa bütün gökyüzü bulutlarla kaplıyken mi gol attığını bilmiyorum.” Elini kısacık kesilmiş saçlarında dolaştırdı ve yorgun gözlerinde yalvaran bakışlar belirdi. “Yukarı çıkıp bana havanın nasıl olduğunu anlatabilir misin ?”

Kitap okuyamamanın en önemli nedenlerinden birisinin doğru kitabı seçmemek olduğunu biliyoruz. Bu nedenle, doğru kitabı seçtiğimiz zaman kitapların olumlu sonuçlarını hayatımızda görmemiz kaçınılmaz bir gerçek haline gelir. O halde hayatımızdan kitapları hiç çıkartmamanız ümidiyle.