← Arşive dön

Ramazan, oruç ve sağlık

2020-04-25 04:26:22

Ramazan ayı tüm dünya Müslümanları tarafından çok özel yere sahip bir ibadet ayrıdır. Tabi bunlar içinde de oruç ibadeti sağlık açısından çok değerli bir ibadettir. Yapılan araştırmalarda oruç ibadetinde gerçekleştirilen açlık sayesinde vücudun yıpranmış ve işe yaramayan hücreleri sindirip yerine yeni genç hücre yapımını arttırdığı sonuç olarak vücudumuzu gençleştirdiği gösterilmiştir. Ayrıca yaklaşık 6 saatlik açlıktan sonra vücut enerji olarak en kolay ulaşabildiği damar çeperlerine yapışan ve hatta damar tıkanıklığına neden olan yağ plaklarını yakmaya başlar. Bu da damarların esnekliğini artırmakta ve dolaşımı rahatlatmaktadır. Zaten kalp dolaşım sistemi sorunsuz insanda hastalık oluşması olası değildir. Fakat oruçtan en etkili şekilde faydalanabilmek için oruç tutacak Müslümanların da birkaç şeye dikkat etmesinde büyük fayda vardır.

En temel olarak oruç tutanların uzun süre aç kalmış olmalarını zihinlerinde çok abartmamaları gerekmektedir. Sonuç olarak insan iradesiyle, değil bir gün kolaylıkla haftalarca aç kalabilmektedir. Bu süre insanın aç kalabileceği kesinlikle uzun bir süre değildir. Bu düşünce iftarda gereğinden fazla yememizi sağladığından hariçten sindirim sistemi sorunları yaşamamıza neden olmaktadır. Her ne kadar abartılacak bir durum olmasa da oruçluyken sıvı kaybımızı artırabilecek fiziksel aktivitelerden mümkün olduğunca uzak durmamız da gerekmektedir. Ağır fiziksel işi olanların tuttukları oruç fayda yerine zarar verebilmektedir.

Foto:  Frame Kings , Unsplash

Bazı kronik hastalar için tabi uzun süre açlık geçirmeleri uygun olmayabilir. Düzenli ilaç alması gereken diyabet ve tansiyon hastaları gibi kronik hastalara oruç tutmalarını çoğu zaman tavsiye etmiyoruz. Bunun için hastalarımızın takip gördükleri hekimlerine ayrıca danışmaları gerekir. Çünkü hastalıklar, hastadan hastaya değişebilmekte olduğundan genelleme yaparak orucu yasaklamak doğru olmaz.

Öncelikle 1 ay boyunca normal beslenme alışkanlıklarımızı değiştireceğimiz için ilk birkaç günün ayrıca dikkat edilmesi sağlık sorunu yaşamamamız için önemlidir. Adaptasyon kişiden kişiye değişebilir.

Foto:  Daniil Silantev , Unsplash

Beslenmeye değinecek olursak; İftara kadar sıvı kaybı yaşamış olacağımızdan ilk olarak kaybımızı kademeli olarak yerine koymamız gerekir. Ekstra tuzdan kaçındığımız ılık bir çorba midemizi ve vücudumuzu kendine getirecektir. Eğer iftarda tuzlu yersek vücudumuzun ödem yapmasına neden olabiliriz. Arkasından yiyeceğimiz yemek için ise vücudumuza zaman tanımamız gerekir. Yaklaşık 10 dakika yeterli olacaktır. Çorbadan sonra insülinimizi zıplatmayacak yine hafif proteinli bir yiyecek uygun olur. Sirkeli bir salata ile birlikte Türk mutfağımızdan herhangi bir ev yemeği ideal olacaktır. Burada önemli olan normal bir öğün gibi yemeye çalışmaktır. Sahura kadar da su ve ılık bitki çayları gibi kalorisiz sıvı tüketmek uygun olur.

Sahurda da yine bizi uzun süre tok tutmamızı sağlayacak protein içerikli besinler yememiz gerekir. İnsülinimizi zıplatacak glisemik indeksi yüksek karbonhidratlardan olabildiğince az tüketmemiz gerekir. Çünkü bu besinler bizim birkaç saat sonra hızla acıkmamıza neden olabilirler. Bunların başında ekmek, reçel, bal vb. tatlı gıdalar bulunmaktadır. Daha çok yumurta, peynir, yoğurt gibi besinler uygun olacaktır. Yine sahurda sirkenin, yediklerimizi yavaş yavaş kana geçmesini sağlayacağından ve uzun süre tok tutacağından önemli olduğunu düşünmekteyim. Ayrıca iftarla sahur arasında yürüyüş, fitnes, pilates gibi spor yapmak da dikkat edildiği sürece büyük fayda sağlayacaktır. Yemekten en az 2 saat geçmiş olmasına dikkat edip beslememizi de ona göre protein ağırlıklı yaptığımız zaman daha sağlıklı daha genç ve daha dinç bir bedene sahip olabiliriz.

Foto:  Brooke Lark , Unsplash

Not: Bundan sonra cumartesi günleri elimden geldiğince sizlerle bu sayfa aracılığıyla birlikte olmaya çalışacağım. Herkese sağlık ve huzur dolu ramazanlar dilerim…