36 Boys; gençlik, çılgınlık, macera, acı, hüzün, paylaşma, dayanışma, birlik beraberlik, eğitim demek. Bilinmeyen bir insanı düşünün, beni nasıl görür? Düşünür “Lan” der “Bunlar tehlikeli her gün adam dövüyormuş şöyle yapıyormuş.” Ama öyle değil ki hakikat. Biz, orada aslında savaştık! Ne gibi şeylere savaştık? Kendi burada ki emniyetimiz için savaştık. Adamlar artık öyle bir duruma geldi ki öldürüyorlar bizi ya! Ve Alman polisi, siyasetçisi hiç biri bir şey yapmıyor. Bizim hesabımız demek ki zamanında yapılmış. “Vakti geldimi bunları yok edeceğiz! İhtiyaç bitti.” Ama ben, burada doğdum ve büyüdüm. Burası benim ülkem! Benim anam, babam(İşçi sınıfı) burayı yaptı.
AlJazeera 36 Boys Belgeseli'nden
Hepimizin malumudur. 1960lardan itibaren çok sayıda vatandaşımız misafir işçi olarak Avrupa'nın bazı ülkelerine gitmiştir. Almanya bu anlamda en fazla sayıda işçiyi alan ülke olduğu için çok fazla vatandaşımız yaşamaktadır. Bununla doğru orantılı olarak da çok fazla hikaye barındırır Almanya. Acı, tatlı, hüzünlü, öfkeli… Öfke? Evet, bizler doğu insanıyız bizde hüzünlü bizde kederli bizde neşeli hikayeler vardır. Fakat öfke nereden çıktı derseniz anlatayım.
1980'li yıllarda neo-nazilerin görünürlüğü artarken çeşitli sebeplerle ülkedeki Alman olmayan unsurlara yapılan saldırıların sayısı da haliyle tavan yapar. Buna paralel olarak Berlin'in Kreuzberg semti çatışmanın tam göbeğinde yer alan özel bir konumdadır.
İşinde gücünde masum insanlara sebepsiz sözlü sataşmalar, tacizler, saldırılar… Ülkenin kolluk kuvvetleri de bu vakaların seyircisidir. Ama her etkiye bir tepki vardır. Ekmek peşinde gecesini gündüzüne katan insanların da onların çocuklarının da bir sabrı vardır. Evet yanlış okumadınız, daha gencecik yaştaki insanlar o dönem anne, baba, abla ve diğer yakınlarının derdine çare olmak ve onların can güvenliklerini sağlamak için bir araya gelmeye başlar.
Zaman içerisinde daha politize (belli bir ölçüde) ve organize diyebileceğimiz bir hal alan bu gruplaşma (artık çete demek daha doğru olur) faaliyet ve etki alanı olarak Kreuzberg'le sınırlı kalmayıp namı tüm Almanya'ya yayılır. Giydikleri kıyafetlerde sembolik bir çok şey taşırlar. Berlin'in eski bir semtinin posta numarasından yola çıkılarak (Südost -SO- 36) 36 Boys adı verilir çeteye. Ezilmiş, hor görülmüş mazlum halkların simgeleri bolca yer alır. Bu anlamda, kendilerini ait hissettikleri düşün dünyası Türk insanın 'mazluma güven düşmana korku' veren kahramanlara duyduğu ilgiyle benzerlik taşır, bu gençlerin içerisinde farklı millet ve kökenden insanlar bulunsa da. Tabi çete denilmesinin bir sebebi var aynı zamanda bir çok illegal işin de takibini yaparlar.
Neo-nazilere karşı gösterdikleri bu mücadeleye farklı düşünce dünyasından grupların da desteği vardır. Mesela, takvimler 1987'nin 1 Mayıs'ını gösterdiğinde şehirde meydana gelen meşhur Kreuzberg Mayıs İsyanı'nda bunu görebiliriz. Gösterilerde Otonomistler ve diğer anti-faşist gruplar ile polis arasında gerçekleşen çatışmalarda taraf olarak Otonomistlerden yana hareket etseler de bu çok uzun soluklu bir ortak harekete dönüşmez. Çünkü daha önce de vurguladığımız gibi bu gençlerin belirli bir siyasal motivasyonu yoktur.
Dönem itibariyle Avrupa'nın en korkulu çetelerinden biri haline gelir 36 Boys. Sokaklarda neo-nazilerle çatışır, yoğun olarak yaşadıkları semtte rahat nefes alabilmek ve kendilerine alan açabilmek için mahalle mahalle savaşırlar. Bugün statüsü farklı olsa da bir dönem polisin, askerin ve sivil otoritelerin bile giremediği bir alanı da barındıran Kreuzberg kendi içerisinde çok özel ve farklı bir tarih barındıran bir türgettoduraslında. Belki dönemin şartlarının yarattığı bir sonuçtu fakat hafızalarda hala yaşamaktadır.
Zaman içerisinde tansiyon düşer, yıl 2007'ye geldiğinde Berlin Senato'su bir kısım çete üyesini istihdam eder, gençlere yol göstermeleri için rol model olsunlar diye. Eski üyelerinin bir kısmı farklı alanlarda hayatlarını idame ettirirler. Aralarında müziklerini bir çoğumuzun hala dinlediği rapçi Killa Hakan, yönetmen Neco Çelik, profesyonel kickboxçu Muzaffer Tosun, meşhur Gault Milleau tarafından ödüllü Tim Raue ve niceleri. 36 Boy ile alakalı olarak çekilmiş kapsamlı bir belgeseli hemen bu satırların altına bırakarak sözlerime son veriyorum. Sağlıcakla kalın!
https://www.youtube.com/watch?v=xZHas0x1Hy8